Author - admin

Temmuz 2021

Kapı ve Pencere Yenilerken Dikkat Edilecekler

Kapı ve Pencere Yenilerken Dikkat Edilecekler

Kapı ve Pencere Yenilerken Dikkat Edilecekler.

Uzun süre kullanımdan kaynaklı pencere ve kapılarınız zarar görebilir ya da eskimeye başlayarak işlevlerini tam olarak yerine getiremeyebilir. Genel kanı, bu değişimlerin bir dekorasyon ihtiyacından kaynaklandığı yönünde olsa da işlev kaybı da kullanıcıları pencere ve kapı yenileme konusuna yöneltmektedir. Soğuk havanın içeri sızması, kar ve yağmur sularının aralarda kalarak pencereleri yıpratması, kapıların sürekli çarpıp tam kapanmamaya başlaması gibi pek çok faktör kapı ve pencerelerin işlevlerini yitirmelerine sebep olmaktadır. Bu tür bozulmalar en çok enerji verimi açısından sorun yaratır. Ayrıca tehlikeli sonuçlara da sebebiyet vermektedir. Pencere ve kapı yenileme sürecine girdiğiniz zaman dikkat etmeniz gereken bazı noktalar vardır.

 

Kapı ve Pencere Yenilerken Dikkat Edilecekler

           Kapı ve Pencere Yenilerken Dikkat Edilecekler

1.Kapı ve Pencere Ne Zaman Yenilenmeli?
Kapı ve pencere yenilenme koşulları birbirinden farklıdır. Genellikle aşırı şiddetli yağmur ve yetersiz su yalıtımı, pencerelerin su almasına neden olmaktadır. Özellikle ahşap doğrama olarak bilinen pencereler, bu konuda daha hassastır. Pencere dışarıdan su aldığı zaman evin içindeki boya kabarabilir. Daha kötü bir senaryoda ise zemini su basabilir ve yüksek maliyetli tadilat işleri ortaya çıkabilir.

Kapılar söz konusu olduğunda yine en büyük sorun tam olarak kapanmama ile ilgilidir. Ya da zorla kapattığınız kapının açmaya çalışırken tutukluk yapmaya başlaması, kapı yenileme vaktinin geldiğini göstermektedir. Bu durum evin giriş kapısında yaşanıyorsa, geçici çözümlere başvurmadan kapı yenileme yapılmalı, hırsızlık olaylarına karşı güvenlik sağlanmalıdır. İç alandaki kapılarda da enerji tasarrufu açısından bekletmeden değişiklik yapılması gerekmektedir.

2.Ahşap Mı Yoksa PVC Mi?
Pencere kapı yenileme işlemlerinde kullanılacak olan malzeme cinsi de önem taşımaktadır. Eskiden beri kullanılmakta olan ahşap pencereler günümüzde estetik göründükleri için tercih edilebilmektedir. Fakat ne kadar göze hitap etse de, dayanıklılık konusunda PVC kadar beklentiyi karşılayamamaktadır. Şiddetli yağmur ahşap pencerelerin su alma olasılığını artırırken, güneş etkisiyle renkleri solmaya başlayarak, aşınabilir. Ayrıca ahşap pencerelerin bakımı oldukça zahmetlidir. Yılda bir kere uygun vernikle bakımının yapılması gerekir.

Diğer taraftan PVC pencerelerin sağlığa zararlı olduğu kanısı, geçmişte insanları bu pencere türünden uzaklaştırmıştır. Fakat günümüzde uygulanan üretim yöntemleri ile PVC pencereler sağlık yönetmeliklerine uygun olarak yapılmaktadır. Yine de PVC pencere seçiminde de bazı faktörler bulunmakla birlikte ilk aşamada ısı ya da ses yalıtımı olup olmadığı, penceredeki odacık sayısı, hava geçirgenliği ve cam sınıfını göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Doğru seçildiği takdirde şiddetli yağmura, güneşe, toza karşı dayanıklı olan PCV pencerelerin bakımı da kolaydır. PVC pencereler ıslak bir bez yardımıyla temizlenebilmektedir. Ayrıca farklı çeşitleri bulunan PVC pencerelerin aynı zamanda ahşap görünümlü modelleri de bulunmaktadır.

Kapılar konusunda ise, yine eskiden popüler olan ahşap kapılar yerine günümüzde çelik kapılar kullanılmaktadır. Bunun nedeni ahşap kapıların çok kolay açılarak hırsızlık olaylarını arttırmasıdır. İhtiyacınıza uygun olarak seçeceğiniz kapılarda da class olarak adlandırılan ‘’güvenlik seviyesi’’ önemli bir noktadır.

3.Doğru Kapı ve Pencere Uygulaması Nasıl Yapılır?
Doğru kapı ve pencere uygulamasının bir numaralı kuralı, doğru ölçü almaktır. Yenilenecek pencere ve kapının ölçüsü yanlış alınırsa kapı veya pencere amaçlanan yere sığmaz ya da küçük gelir. Bu durumda ise yeniden sipariş vermeye neden olur ve yenileme sürecini geciktirir.

Eğer evde tek bir pencere veya kapı yenilenecekse, seçilen rengin ve tasarımın evin diğer odalarındaki pencere ve kapılarla uyumlu olması önemlidir. Böylelikle kullanılan malzeme değişse bile genel bir uyum yakalamak mümkün olur. Ayrıca pencere ve kapı yenileme işleminin usta tarafından yapılması önemlidir. Böylelikle yeni pencere veya kapı takılırken herhangi bir boşluk kalmaz ve ısı kaybı önlenir. Doğru bir yenileme işlemi, ısınma ve soğuma açısından tasarruf etmenize yardımcı olur.

4.Pencere ve Kapı Yenileme Maliyeti Ne Kadardır?
Kapı ve pencerenin boyutu, kullanılacak olan malzeme, değişecek kapı ve pencere sayısı yenileme projesinin inşaat maliyetini etkileyebilir. Tüm pencere ve kapıları değiştirmek yerine, ilk aşamada sadece ihtiyaç duyulanların değiştirilmesi, yenileme maliyetini önemli ölçüde azaltacaktır. Ayrıca yenileme işlemini yapmadan önce fiyat araştırmasının yapılması, alternatifleri ile birlikte seçeneklerin değerlendirilmesi, proje başladıktan sonra bir sürprizle karşılaşma oranını azaltacaktır.

Dİğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Tıklayın…

Restarasyon İçin Yapılması Gerekenler

Restarasyon İçin Yapılması Gerekenler

Tarihi yapılar maruz kaldıkları hava koşulları, doğal afetler ve diğer birçok etmen nedeniyle yıllar içerisinde bozulur ve kullanılmayacak hale gelir. Özellikle restore edilmeyen ve bakımları yapılmayan tarihi yapıların yıkılma tehlikesi oldukça büyüktür. Bu nedenle tarihi yapılarda restorasyon işleminin önemi oldukça büyüktür. Tarihi yapıların korunması ve ayakta tutulması için gerekli olan restorasyon için yapılması gerekenler bulunmaktadır. Restorasyon öncesi tarihi yapılarla ilgili birtakım çalışmalar yapılmalıdır. Bu çalışmalarda ilk olarak yapıların tarihçesi araştırılmalıdır. Tarihçesine göre dönemin kullanılan malzemeleri ve işlemleri belirlenmeli ona göre bir restorasyon çalışması yapılmalıdır. Diğer bir yandan estetik özellikleri ve değerleri, teknik özellikleri, yasal statüsü gibi konularda incelenmelidir. Teknik özellikler anlamında yapının temeline inerek taşıyıcı sistemi, yapının yapım şekilleri ve malzemeleri en doğru şekilde belirlenmelidir. Bu işlemler sonrasında tarihi yapı fotoğraf, video, kültür varlığı gibi tekniklerle belgelenir ve ölçümleri yapılır. Röleve işlemleri ile çoğunlukla bir arada yürütülen bu süreçte tüm özellikler belirlenir.

Restarasyon İçin Yapılması Gerekenler

Restorasyon aşamasına geçildiğinde, yapının belirlenen dönemine uygun olan geleneksel yöntemler kullanılmalıdır. Bu yöntemlerle yapının dönemine uygun olarak ilk yapıldığı gibi yapılır. Ancak bazen geleneksel yöntemler bu noktada yeterli olmaz, bilimsel ve deneylerle gösterilmiş olan çağdaş restorasyon yöntemlerine geçilir. Restorasyonda kullanılan çağdaş yöntemin doğruluğu ve bilimselliği kanıtlanmamışsa, bu yöntemin geri dönüşü olacak şekilde yapılması gerekmektedir.
Yapıda zaman içerisinde oluşan eksik parçalar yer alıyorsa ilk amaç bu eksikliklerin giderilmesi olmalıdır. Restorasyon tarihi yapıların ilk haline geri dönmesi işlemi değildir. Ancak meydana gelen hasarların düzeltilerek eski yapısına en uygun hale getirilmelidir. Bu noktada yapılacak tüm işlemlerin minimum düzeyde tutulması önemlidir. Bu tarihi yapının özgünlüğünü kaybetmemesi adına yapılması gereken bir işlemdir. Tarihi yapılarda restorasyon işlemi yapılırken unutulmaması gereken ilk nokta bu yapıların tarihi, anıtsal, sembolik, estetik, kültürel ve sosyal bir değer olduğudur. Bu değer kaybedilmeden dönemine uygun şekilde korunmalıdır. Restorasyon işlemleri sırasında yapıda yapılacak olan her düzeltme, onarım ve güçlendirme işlemleri belgelenmelidir.

Restorasyon Yapılırken Dikkat Edilmesi Gereken Kurallar | Restarasyon İçin Yapılması Gerekenler

Her yerde olduğu gibi restorasyonda da kurallar vardır. Özellikle bir tarihi yapının bozunmalarına karşı yapılacak olan bu koruma ve sağlamlaştırma işleminde kurallar oldukça önemlidir. Bu kurallar:

1. Tarihi yapılarda restorasyon işlemine başlandıktan sonra sürekli olarak bakımının yapılması ve sağlamlaştırma anlamında düzenleme yapılmasıdır.

2. Nötr parçalar tarafından kırılan ya da kopan ögelerin birleştirilmesidir.

3. Tarihi yapıya işlem boyunca yapılacak olan her uygulamada önemli bir hasar verilmeden eski işlevini yeniden kazanmasıdır.

4. Yapıya yapılacak olan eklemelerde yalınlık ve yapısal düzeyin tüm özelliklerini birebir yansıtacak özellikte olmasıdır.

5. Restorasyon işlemleri sırasında yapılacak olan tüm yenileme ve sağlamlaştırma işlemleri tarihi belgeleri yanıltacak düzeyde olmamasıdır.

Alçı Nasıl Hazırlanır

Alçı Nasıl Hazırlanır?

ALÇI NASIL HAZIRLANIR?

Alçı Nasıl Hazırlanır? Alçının içinde %10-12 oranında CaCO3, kil, demiroksit, kum, koloidal SiO2 bulunur. Bu maddeler alçının sertlik direncini arttırır. Asitlerden etkilenmez, suda az çözünür, tuzlu sularda daha çabuk çözünür.
Alçıların taş, tuğla ve benzeri yüzeylerde aderansı oldukça yüksektir, fakat ahşap, cam, cilalı ve kaygan yüzeyde aderans oldukça düşüktür.

Alçı işlemleri ev içerisinde sıkça kullanılan bir işlemdir. Bu nedenle hazırlanışının doğru bir şekilde bilinmesi ve hazırlama işleminin uygun koşullarda yapılması gerekmektedir. Alçı nasıl hazırlanır sorusu da bu noktada önemlidir. Bu nedenle alçı yapısına ve kullanılacak olan akçıya göre hazırlama yapılması gerekmektedir. Alçı hazırlanmasında yalnızca bir usta olunması gerekmemektedir. Doğru işlemlerin bilinmesi ile birlikte alçı hazırlamak için herhangi bir eksiğiniz ya da durumunuz olmayacaktır. Yalnızca alçı nasıl hazırlanır sorunun cevabını en iyi şekilde bilmeli ve tüm belirtilen işlemler kuralına göre uygulanmalıdır. Peki, alçı nasıl hazırlanır?

Alçı Nasıl Hazırlanır

Alçı çeşitleri kendi içerisinde değişiklik göstermektedir. Bu alçıların tipine göre hazırlanışı da değişmektedir. Bu alçı malzemelerini iyi bir şekilde tanımanız alçı nasıl hazırlanır konusunda iyi bir etmen olacaktır. Alçı hazırlamak için öncesinde malzemelerin hazırlanması gerekmektedir. Bu malzemeler alçı için gerekli olan temel malzemelerdir. Alçı hazırlanmasında alçı malzemesi tipine göre su oranı değişmektedir. Bu kapsamda ilk olarak alçı hazırlama konusunda gerekli olan malzemelere bakılırsa;
• Kova
• Su
• Saten alçı
• Sünger
• Spatula
• Mala
• Zımpara
• Boya

Tüm bu malzemeler alçı nasıl hazırlanır sorusunda verilecek olan cevap için oldukça önemlidir. Malzemelerin hepsinin kullanım alanında göre farklı bir görevi vardır. Bu görev durumuna göre malzemelerin yapısı değişmektedir. Alçı hazırlanmasında su kullanımının yoğunluğu önemlidir. Bu nedenle nereye alçı yaptığınız önemli bir işlemdir. Tüm bu malzemelerin tamamlanmasının ardından alçı hazırlanma işlemine geçilebilir. Alçı nasıl hazırlanır sorusu için bu adımları takip etmeniz gerekmektedir.
• Kovanın iç kısmını harç karıştırma işlemi için hazırlamanız gerekmektedir.
• Kovanın içerisine belirli oranlarda harç ve su koyun. Bu oranlar harç miktarına göre ayarlanması gerekmektedir.
• Alçı ilk olarak su üzerinde yüzecektir. Alçı tamamen tabana batması için bir süre bekledikten sonra işleme devam ediniz.
• Oluşturulan karışım iyi bir şekilde karıştırılmalıdır.
• Harç ıslak yapıda olacaktır. Bu nedenle harcı hazırladıktan sonra ortalama 80-100 dakika sonra kullanılabilir.
• Alçı uygulanan alanda yaklaşık bir buçuk saatte donma gösterebilmektedir.

Diğer yazılarımız için tıklayınız

Ev Çatısında Dikkat Edilecek Unsurlar

Ev Çatısında Dikkat Edilecek Unsurlar

Ev Çatısında Dikkat Edilecek Unsurlar

Çatı bir evin koruyucu ögelerindendir. Yağmur, yıldırım, fırtına gibi tüm doğal afet unsurlarında çatı ev için büyük bir koruma işlemi yapmaktadır. Bu nedenle ev catısında dikkat edilecek unsurlar özel bir şekilde incelenmeli ve bu şekilde doğru bir uygulama işlemi yapılmalıdır. Yapımı sırasında ve yapım sonrasında çatı durumu kontrol edilmelidir. Özellikle ev-çatısında dikkat edilecek unsurlar arasında, çatının kaliteli malzemelerle yapılmasına önem verilmeli ve herhangi bir durumda en az hasar alması sağlanması gerekmektedir.
Çatı yapımında, yapım sürecinin önemli bir detay çalışması içermesi önemlidir. Bu detay çalışması, çatının tüm alanlarına hitap etmeli ve çatıyı kusursuz şekilde tamamlamalıdır. Ev catısında dikkat edilecek unsurlar konusunda, yapı malzemesi kullanılması ve malzemelerin doğru bir şekilde kullanılması önemlidir. Çatı oluşturulmasında plana uygun ve uzun ömürlü malzemeler kullanılmalıdır. Bu sayede malzemeler çatıyı en iyi şekilde koruyacak ve eve zarar gelmesini engelleyecektir.
• Çatı yapısının doğru detay ve doğru malzemelerle birlikte yapının türüne göre projelendirilmesi ve yapılması gerekmektedir.
• Su yalıtım ve ısı yalıtım malzemeleri çatı yapısında kullanılarak, ev durumu korunması gerekmektedir.
• Ev catısında dikkat edilecek unsurlar arasında, çatılarda oluşacak olan nemin yoğuşma ile dışarı atılması gerekmektedir. Bu nedenle bir havalandırma yapılmalıdır.
• Çatı yapımı sırasında kaplama malzemesi altına ısı ve su yalıtımı için havalandırma çalışması yapılmalıdır.

Ev Çatısında Dikkat Edilecek Unsurlar

Mahya Konusunda Dikkat Edilecek Noktalar

Mahya, çatı yapısı içerisinde eğik çatı yüzeylerinin yatay bir doğrultuda kesişmiş olduğu ara keşide denilmektedir. Bu alanın yapılmasında dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Ev çatısında dikkat edilecek unsurlar konusunda mahya oldukça önemli bir noktadır. Mahya hakkında;
• Mahya da yer alan kir ve baca dipleri kısmında sıva çatlakları sıvanmazsa yağmur suları ev içerisine girecektir. Bu nedenle bu alanların temizlenmesi ve sıvanması önemlidir. Başlangıçta doğru bir işlem yapılmalıdır.
• Çatı da yer alan sıva çatlakları çatı döşenmeden önce iyi bir şekilde kapatılmalı ve uzun ömürlü kalması sağlanmalıdır. Ev catısında dikkat edilecek unsurlar arasında bu durum önemlidir.

Detaylı Bilgi ve İletişim İçin Tıklayın

Brüt Beton Nedir

Brüt Beton Nedir?

Brüt Beton Nedir? Roma mimarisinin günümüzde de büyük etkileri gözükmektedir. Döneminde oldukça güçlü bir şekilde mimari alanda kendini gösteren Romalılar, bu alanda kullandıkları ve buldukları çeşitli malzemelerle birlikte, inşaat alanında farklı bir bakış açısı getirmiştir. “Brüt beton nedir?” denildiğinde de ilk olarak akla Roma mimarisi gelmektedir. Brüt beton, beton ile yapılmış bir yüzeyi imal edilmiş şekli ile gösterecek olan yani doğal hali ile kalmasını sağlayan, çeşitli görsellerle dekoratif çalışmalar yapılmasını sağlayan, yüksek kalitede kullanılan kalıp sistemleridir. İşçilik konusunda brüt beton özenli ve büyük bir işçiliğe gerek duyulmaktadır.

Brüt Beton Nedir

Brüt Betonun Tüm Özellikleri
Brüt beton nedir sorusuna gelindiğinde oldukça eski tarihlere dayandığı gözlemlenmektedir. Çoğu tarihi noktalarda 1800’lü yıllar geçse de bazı tarihi mimari alanlarında 190’lü yılların ismi geçmektedir. Günümüzde hala kullanılmakta olan bu beton türü basit bir görünüm gibi gözükse de aslında en çok işçiliği isteyen beton türlerinden biridir.

  •  Brüt beton kıvam olarak diğer normal beton olarak adlandırılan betona göre daha akıcı bir kıvamdadır.
  •  Brüt beton içerisinde küçük çaplı agregalar kullanılmaktadır.
  •  Beton içerisinde kullanılan agrega çeşitleri dış etmenlerden etkilenmeyecek şekilde kullanılır ve yağmur gibi etkilerle reaksiyona girmeyen minerallerden oluşmaktadır.
  •  Brüt beton içerisinde çimento olarak, portland çimento kullanımı yapılmaktadır. Portland çimentoya ek olarak beyaz çimento da kullanılmaktadır.
  •  Brüt betonlar dayanıklı olması için boşluksuz olarak dizilmelidir.
  •  Çeşitli kalıplarda ya da uygulamalarda doku elde edilmesinde brüt beton kullanımı yapılmaktadır.
  •  İç mimari ve dış mimari de daha ekonomik çözümler sunmasıyla birlikte yapıya etkili bir görünüm sağlamaktadır.

Nerede Uygulanır? | Brüt Beton Nedir?
Binaların iç ve dış yüzeylerinde brüt beton uygulanması mümkündür. Genel olarak bina çevresine sınırlayıcı bir duvar olarak örülmekte ya da istinat duvarı olarak kullanılmaktadır. Brüt beton nedir denildiğinde yapılarda daha estetik bir görünüm elde edilmesi için kullanılmakta olan ve dayanıklılık konusunda ekstra bir özelliğe sahip olan beton türüdür. Brüt betonun tek eksik ya da olumsuz yanı işçilik anlamında oldukça büyük bir işçiliğe sahip olmasıdır.

Çatı Eğimi Neye Göre Değişir?

Çatı Eğimi Neye Göre Değişir? Değişen inşaat yönetmelikleri, inşaat sektörünün birçok alanını etkiliyor. Bu değişimler kullanılan malzemenin kalitesinden inşaat standartlarına kadar geniş bir alanı kapsıyor. Yeni yönetmelikler, her alanı olduğu gibi çatı eğimi alanını da etkiledi. Ayrıca çatı terası, saçak genişliği ve çatı arası da ilgili yönetmelik tarafından yeniden düzenlendi.

Standartlara uygun bir inşaat yapmak için müteahhitlerin uyması gereken yeni çatı eğimi ve çatı inşaatı kuralları bulunuyor. Bu kuralların asıl amacı, binada yaşayan kişilerin konforunu arttırarak en üst düzey güvenliğini sağlamaktadır. Ayrıca standartlar, engelli dostu inşaatı teşvik ederek toplumun tüm bireylerinin kolay bir şekilde kullanmasını sağlıyor.

İlk aşamada önemsiz gibi görünen çatı eğimi, başta yoğun kar yağışı alan bölgeler olmak üzere pek çok bölgede önemlidir. Kar yağışının yoğun olduğu bölgelerde, çatı eğimi ağır kar yükünü destekleyecek şekilde olmalıdır. Benzer durum yağışın çok olduğu bölgeler için de geçerlidir.

Çatı Eğimi Nasıl Olmalı?

Yayınlanan yeni çatı standartlarına göre çatı eğimi %45 seviyesinin altında olmalı. Çatı eğimi yapılırken, çatının çevreyle uyumlu olması gerekmektedir. Örneğin çevredeki binalarda %25 çatı eğimi uygulandıysa, yeni yapılacak binada da benzer bir oranın korunması gerekir. Böylelikle bölgede birbirine uyum sağlayan ve estetik binalar ortaya çıkar.

Çatı eğimi hesabı yapılırken ölçüm saçak ucundan itibaren yapılmalıdır. Ayrıca çatı yapılırken mahya yüksekliğinin 5.00 metrenin altında olması gerekir. Çatının şekli verilirken mahya sınırına ve eğim sınırına uyulması gerekir. Bunun dışında çatının şekliyle ilgili herhangi bir kısıtlama getirilmemiştir.
Bodrum katı sayılmadığında 2 kat ve altında kalan müstakil evlerde ise çatı ve çatı arası piyesi, belediyelerin yetki alanındadır.

 

Çatı Eğimi Neye Göre Değişir

Çatı Eğimi Neye Göre Değişir?

Teras Çatılarda Neye Dikkat Edilmeli?

Yayınlanan imar yönetmeliği, çatı eğiminin yanı sıra çatıdaki teraslarla ilgili de bazı kurallar tanımlamıştır. Çatılarda yer alan teras alanları, ilgili kurumlardan izin alındıktan sonra farklı amaçlar için kullanılabilir. Örneğin teraslarda anten, asansör kulesi, güneş enerjisi panelleri uygulanabilir. Ticari amaçla kullanılacak binalarda ise teras katı otopark ya da helikopter iniş pisti olarak kullanılabilir.

Yönetmelik uyarınca terasta su deposu yapmaya da izin verilmiştir. Gerekli durumlarda teras üzerinde peyzaj düzenlemesi de yapılabilir. Peyzaj ve bahçe düzenlemeleri yapılırken, kullanılacak olan toprak yüksekliği, parapet yüksekliğinden hariç tutulmalıdır. Reklam panosu koyma isteği varsa, öncelikle belediyeden ilgili izinlerin alınması gerekir.

Teras çatılar inşa edilirken gerekli yalıtımların yapılması zorunludur. Isı ve su yalıtımına ek olarak teras çatı kenarına parapet de yapılmalıdır. 1.00 metre yüksekliğe sahip parapete alternatif olarak korkuluk da yapılabilir. Teras bahçesi yapılacaksa, parapet yüksekliği kullanılacak toprak yüksekliğine göre yeniden belirlenmelidir.

Bunlara ek olarak teras alanlarında kapalı bir alan oluşturularak bu alan depolama birimi işlevi görebilir. Oluşturulacak kapalı depolama biriminin alanı, toplam teras alanının %10’unundan küçük olması gerekir. Kapalı alan ise 20 m² küçük olmalıdır.

Saçak Genişliği Neye Göre Belirlenir?

Çatı inşası sırasında dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise saçak genişliğidir. İlgili yönetmeliğe göre saçaklar en fazla 0.60 cm genişliğe sahip olabilir. Eğer binanın ön bahçesi yoksa giriş saçaklarının en alçak bölümü için sınırlama getirilmiştir. Bu bölüm yay kaldırımından en az 2.40 metre yüksek olmalıdır. Eğer ön bahçe varsa, bu sınır 1.50 metre olarak belirlenir. Bodrum katı hariç 2 kat ve altı olan müstakil binalarda ise bu sınırlar belediyenin yetki alanına girer.

Çatı Arası Nasıl Kullanılır?

Binalarda bulunan çatı araları, bağımsız bölüm olarak kullanılamaz. Çatı arası yapılırken sadece son katta yer alan bağımsız bölümün piyesleri yapılabilir. Piyesler yapılırken belirtilen çatı eğimine uyulması zorunludur. Bunun dışında çatı arasına su deposu ya da asansör kulesi yapılabilir. Bu birimler yapılırken ilgili yönetmeliklere uyulması zorunludur. Eğer çatı arası son bağımsız birime bağlı olmayacaksa, bu alan ortak kullanım şartlarına tabidir.

Eğer çatı arası son katta yer alan bağımsız bölüme bağlı olarak yapılacaksa, tavan betonu yapılmayabilir. Burada yer alan tavan döşemesinin çatı eğimine uyun olması gerekir. Ayrıca son katta yer alan bağımsız birimlerin terasları arasında 4.00 metre ve üstü mesafe olması gerekir. Saçak derinliği ise 3.00 metre ve üstü olmalıdır.

zemin etüdü nedir

Zemin Etüdü Nedir?

Zemin Etüdü Nedir? Neden Yapılır?

Zemin etüdü, sağlam temeller üzerinde yükselen bir bina için olmazsa olmaz bir uygulamadır. Bu sayede dayanıklı ve uzun ömürlü yapıların inşa edilmesi mümkün olur. Bu yazıda hem zemin etüdüne dair merak ettiklerinizin cevabını bulacak, hem zemin etüdünün hangi amaçla yapıldığını öğrenecek, hem de zemin grupları, geoteknik rapor, sıvılaşma ve kohezyon gibi çeşitli teknik bilgilere sahip olacaksınız. Tüm bu kavramların değerlendirilmesinde gerçekleştirilen deney ve uygulama süreci de yine burada sizi bekleyen bilgiler arasında bulunuyor.

1. Zemin Etüdü Nedir?​
Zemin etüdü, yeraltı katmanlarını inceleyen, hangi katmanın hangi konumda bulunduğunu ve de özelliklerini tespit eden bir uygulamadır. Aynı zamanda bina inşa etmenin öncesinde söz konusu inşa alanının detaylı bir analizi anlamına gelir. Bu analiz ile yeraltı katmanları incelenir, ne tür jeolojik katmanlar olduklarına, hangi derinlik ve kalınlıkta olduklarına bakılır ve kayaçların yoğunluğu, elektriğe karşı özdirençleri ve yeraltı suyu derinliği gibi çeşitli özellikleri de incelenir. Yapılan işlem zemin etüdü ya da geoteknik inceleme olarak ifade edilir.

 

zemin etüdü nedir

Zemin Etüdü Nedir?

2. Zemin Etüdü Raporu​ | Zemin Etüdü Nedir?​
Zemin etüdü raporu, yapılan incelemenin ardından elde edilen bilgilerin derlendiği, yorumlandığı ve raporlaştırıldığı sonuç belgesidir. Elde edilen rapor, binanın inşa sürecini belirleyecek temel hesaplamaları içerir. Raporun içerdiği bilgiler ise genel çerçevede şunlar olacaktır;

– Yapı için hangi temel tipinin ve derinliğinin uygun olduğu

– Zeminin taşıma gücü

– Yapının ilerleyen dönemde maruz kalacağı oturmaların hesabı

– Olası şişme, çökme ve benzeri temel problemlerinin önceden hesaplanması

– Yeraltı sularının tespit edilmesi ve mevsimlere göre değişimi

– İstinat yapılarına etki edecek yanal basınçların hesaplanması

– Yerel zemin sınıfının tespit edilmesi

3. Zemin Grupları Nelerdir?​
Zemin grupları 4 başlık altında incelenmektedir. Buna göre A, B, C ve D grubu zemin ifadesi, belli özelliklere işaret edip, inşaat sürecini de şekillendirmektedir.

A grubu zemin: Kayalık ya da çok çakıllı zemini ifade eder ve dayanımı oldukça yüksektir.
B grubu zemin: Ayrışmış kayaçlar ve sıkı kumdan oluşan zemindir.
C grubu zemin: Orta sıklıkta kum ve değişime uğramış olan taşları içeren zemin türüdür.
D grubu zemin: Dolgu niteliğinde, çamur ve balçık yapısındaki zemindir.
Genel olarak zemin grupları bu şekilde ifade edilse de aynı zamanda kohezyon özelliklerine göre de zemin gruplandırması yapmamız mümkündür. Buna göre kohezyonu yüksek zemin türleri ile kohezyonsuz zemin türleri şeklinde iki grup olarak ele alabiliriz.

– Silt ve kil, kohezyonun yüksek olduğu toprak türleridir ve kil suyun derinlere etki etmesini geciktirdiği gibi tutulan suyun atılmasını da zorlaştırır. Bu durumda bodrum katların nem ve rutubetten koruması için ekstra önlemler alınması gerekebilir.

– Kum, çakıl ve kayalık gibi zeminler ise kohezyonsuz olarak ifade edilir ve bu tür zeminler olası çökmeyi hemen gerçekleştirirler. Suyu çabuk sızdırıp, molekülleri içerisine su almamaları da yine zeminin genleşme ve değişme gibi olasılıklarını minimuma indirir. Bodrum duvarlarının yalıtımına dair problemler ise çok daha az görülür.

4. Geoteknik Rapor
Geoteknik rapor, zemin etüdü raporu için veri sunar. Çalışma alanındaki zeminin yapısı, çevre koşulları, bölgenin deprem sınıfı, inşa edilecek olan yapının özellikleri, olası tüm sorunların risk analizi ve benzeri konuları kapsar.

5. Zemin Tespit Tutanağı Nedir?
Zemin tespit tutanağı, kayıt altına alınacak kaçak yapının, mimari projeye uygun olduğunu beyan eden evraktır. Yetkilendirilmiş bürolar (LİHKAB) ya da Özel Harita Mühendislik Büroları Yapı Kayıt Belgesi beyanında mimari projeye uyguluğu gösteren zemin tespit tutanağını hazırlarlar ve Kadastro Müdürlüklerine teslim ederler. Bu belgede bulunan temel bilgiler ise şunlardır;

Taşınmaza ait pafta, ada, parsel bilgileri,
Taşınmaza ait maliklerin bilgileri,
Harita mühendisleri tarafından hazırlanmış olan kroki,
Zemin tespit tutanağını inceleyecek olan kuruma ait onay mercilerinin isimleri

6. Sıvılaşma Nedir? Önlemi Nasıl Alınır?
Sıvılaşma teknik bir terim olarak ele alındığında, deprem ve benzeri olaylar ile toprağın su miktarının artması ve buna bağlı olarak da toprağın akışkanlık kazanması anlamına gelir. Zeminin akışkanlığının artması ise mukavemetin azalmasına sebep olur. Örneğin; ince taneli kumdan oluşan bir zemin, normal şartlarda hareketsiz olmasına karşın, deprem gibi tetikleyiciler ile katı maddelerin dibe çökmesine bağlı olarak zemine yakın yerlerde su birikmesi ile sıvılaşma yaşayabilir. Bu durumda ise toprak binanın statik yüklerini taşıyamaz hale gelebilir.

Zemin etüdü ile elde edilebilecek böyle bir risk faktörüne karşı önlem alınması son derece önemlidir. Sıvılaşmaya karşı alınabilecek önlemler ise farklılaşabilir. Her şeyden önce, henüz projelendirme aşamasındayken sıvılaşma riski analiz edilmelidir. Böyle bir riskin olması durumunda, yapı temeli atılmadan önce çimentolu malzemeler ile sıvılaşmaya karşı önlem alınabilir. Maliyeti yüksek bir önlem olmasına karşın etkilidir. Diğer taraftan zemin sıkılaştırma teknikleri kullanılabilir ve drenaj tekniği ile sıvılaşmanın önüne geçilebilir.

7. Konsolidasyon
Konsolidasyon, basit bir ifade ile zaman faktörüne bağlı olarak zemin boşluklarındaki suyun, yük altında dışarı atılma işlemidir. Konsolidasyon süresi ise hem zeminin yapısına göre hem de toprak tipine göre değişiklik gösterebilir. İnce taneli topraklarda genellikle konsolidasyon gerçekleşmekle birlikte süresi belirsiz olmaktadır. İri taneli topraklarda ise konsolidasyon mümkün olmakla birlikte ince taneli topraklara oranla çok daha hızlı gerçekleşmektedir. Doygun killerde ise oldukça yavaş bir konsolidasyon söz konusu olmaktadır.

8. Zemin Kesme Direnci Nedir?
Zeminin kesme direnci, deprem gibi etkenlere karşı tepkisini tespit etmeyi sağlar. Şöyle ki; bazı zeminler esnek yapıdadır ve deprem sırasında esner ama şekil değiştirmez. Bazı seminler ise hiç esnemez ve bu durumda doğrudan şekil değiştirir. Dolayısıyla da binada ciddi hasara yol açar. Zeminin esneklik oranının tespit edilmesi ise kesme modülü yani kesme direnci ile mümkün olur. Bir zeminin kesme modülü ne kadar büyükse, kesme direnci de o kadar büyüktür. Yani zemin deprem dalgalarına direnç gösterir, esner ve parçalanmaz. Kesme direncinin düşüklüğü ise esnemenin olmadığını ve depreme dayanıksız olduğunu gösterir.

9. Pekleştirme
Pekleştirme, genel anlamda sağlamlaştırma demektir. Bina inşa etmenin ilk aşaması zeminin hazırlanmasıdır ve kazı çalışmaları başladığında, zeminin sağlamlaştırılması yani pekleştirme gereklidir. Bunun için yapılabilecek uygulamalar ise taşıyıcı sistemlerin doğru bir şekilde konumlandırılması, yük ağırlığının doğru bir hesaplama ile eşit şekilde dağıtılması ve zeminin kurallara uygun şekilde hazırlanması olabilir.

10. Kohezyon
Kohezyon, inşaat alanındaki kimya olayıdır. Kohezyon aslında bir kuvvettir. Bu kuvvet, aynı cinsteki moleküllerin birbirini çekme kuvveti olarak ifade edilebilir. Örneğin; killi topraklar kohezif olarak ifade edilir ve bu toprak yapısındaki benzer parçacıkları bir arada tutma kuvveti kohezyon olarak adlandırılır. Kohezyon, makaslama adı verilen deney ile tespit edilebilir ve buna göre çalışma yürütülebilir. Zemin etüdü kapsamında önemli bir kavram olarak karşımıza çıkan Kohezyon, özellikle killi topraklar ile karşı karşıya olunduğunda dikkatle değerlendirilmelidir. Çünkü kohezyon, zeminin sağlamlığı ile doğrudan ilişkisi olan bir kavramdır.

11. Reglaj
Zemin etüdü kapsamında karşımıza çıkan bir diğer kavram Reglaj’dır. Reglaj, tesviye ve finişleme olarak ifade edilir. Yarma ya da dolgu işlemleri sonrası pürüzlü hale gelen arazinin kazı ve dolgu uygulamaları ile istenilen eğime sahip, pürüzsüz bir hal almasıdır. Bu işlem, inşaat alanlarında düzenli hatlara sahip zeminin elde edilmesini mümkün kılar ve istenilen eğime ulaşılması da mümkün olur. Karayolları kapsamında gerçekleştirilen reglaj çalışmaları ise kazaların ciddi oranda azalmasını sağlar. Sürüşü kolaylaştıran eğim ve engebesiz yollar bu çalışma ile yakalanmaktadır.

Horasan Harcı Nedir?

Horasan harcı nedir, yapısal özellikleri sayesinde çok dayanıklı ve deniz suyuna karşı direnci yüksek bir harç türüdür. Bu sayede Horasan harcının kullanıldığı yapılar uzun yıllar boyunca yapısı bozulmadan görkemini korur.

Harç Nedir?

Harç, fiziksel ve kimyasal yapısı itibariyle inşaat sektöründe yüzeyler arasında kısaca yapıştırıcı görevi gören bir karışımdır. Uygun oranda suya eklenmiş malzemeler (çimento, kireç, alçı) homojen bir şekilde karıştırıldıktan sonra yapıştırıcı görevini görmesi için doğru kıvama getirilir. Bu karışıma harç denir. Tarih boyunca insanlar tarafından yeni şeyler denenerek gelişen ve gelişmeye devam eden inşaat sanatı özellikle harcın bulunmasıyla çok ilerlemiştir. Başlarda büyük ustaların kendilerine has harç yapma teknikleri olsa da zaman içerisinde gelişen teknolojide harç kimyasal olarak standart hale gelmiştir. Yine de bazı harç türleri vardır ki çok büyük devletler ve ustalar tarafından kullanılmış ve yapıları bu sayede estetik açıdan dünyaca tanınmıştır. Şüphesiz bu harç türlerinin en ünlüsü Horasan harcıdır.

Horasan Harcı Nedir?

Horasan harcı, yapısal özellikleri sayesinde çok dayanıklı ve deniz suyuna karşı direnci yüksek bir harç türüdür. Bu sayede Horasan Harcının kullanıldığı yapılar uzun yıllar boyunca yapısı bozulmadan görkemini korur. Horasan harcı, pişirilmiş yahut öğütülmüş toprak ürünlerini yapısında barındırmasından ötürü kullanıldığı yapının mukavemetini oldukça arttırmaktadır. Yıllarca değişik türleri de denenmiştir. En önemli özelliği ise zaman geçtikçe dayanıklılığının arttığı iddiasıdır.

Horasan Harcı Nedir

Horasan Harcı Nedir?

Horasan Harcı Nasıl Yapılır?

Horasan harcının nasıl yapıldığına dair birçok örnek vardır. Her usta kendinden de bir şeyler katarak bu harcın mukavemetini ve kullanışlılığını arttırmaya çalışmış, gelişimine katkı sağlamıştır. Eski zamanlarda elde bulunan imkanlarla geliştirilmeye çalışılan Horasan harcının temelde elde edilme şekli çok basit gibi gözükse de bu malzemelerin bir arada kullanılması oldukça zahmetli bir iştir. En basit haliyle içinde su görmemiş tuğla tozu ve uzun süre (1-2 yıl) bekletilmiş kireç konulduğu söylenir. Ancak büyük ustalar bunula da kalmayıp karışımın içine yumurta akı, volkanik kül gibi bileşenler de eklemişlerdir.

Horasan Harcının Tarihçesi

Horasan harcının birçok Türk yapımı eserlerde de kullanıldığını söyleyebiliriz. Özellikle Bizans, Selçuklu ve Osmanlı imparatorluklarında kullanıldığını bildiğimiz Horasan harcı, 15. yy. itibariyle yaygınlaşmaya başlamıştır. İlk kez kullanıldığına dair tahmini tarih ise milada (0 yılına) yakındır. Ayasofya’nın yapımında kullanılmış olması da Bizans İmparatorluğunun kullanmayı tercih ettiğinin bir kanıtıdır. Sezar’ın Roma surlarını inşa ettirirken kullandırttığı dayanıklı harcın aradan 500 yıl geçse de Bizans İmparatorluğu tarafından karşılıksız kalmadığının bir göstergesidir. Bu harcın gelişiminde en çok etkisi olan usta ise Mimar Sinan’dır. Kısaca bu harcın Mimar Sinan tarafından kullanıldığı ve geliştirildiği de bilinir. Birçok eserinin bu kadar dayanıklı ve görkemli olmasının en büyük sırlarından birisi de Horasan harcıdır.

Haziran 2021

Dekorasyonda Renkler

Dekorasyonda Renkler

Dekorasyonda renkler, kullanıldığı mekanı estetik ve anlamsal olarak değiştirir. Bu renkler aynı zamanda insanların psikolojisini de etkiler. Renklerin bir enerjisi vardır. Aslında renklerin insan sağlığı üzerinde çeşitli ve olumsuz etkilerinin olduğu uzmanlar tarafından araştırma konusu olmuştur. Bu yazımızda sizlere araştırmalar doğrultusunda dekorasyonda renklerin kullanımının nasıl olduğunu aktarmaya çalışacağız.

Dekorasyonda Renkler

                                     Dekorasyonda Renkler

1- Beyaz
Beyaz renk her zaman saflık ve temizliğin bir sembolüdür. Duvarlarınızda, mobilyalarınızda ve aksesuarlarınızda beyazı tercih ederseniz, sadelikten yanasınız demektir. Ancak Beyaz renk basit güzelliği yansıttığından, özellikle duvarlarda bir derin alan hissi yaratabilir ve beyaz mobilya aksesuarlarının seçimi de önemli hale gelir. Öte yandan, temizlenmesi zor olduğu için, günlük yaşamda kullanılan mobilya ve eşyalarda beyaz tercih edilmemeli, mümkünse kırık beyaz, bej gibi tonlara dönüşmelidir.

2- Mavi
Denizin ve gökyüzünün rengi olan mavi, sakinliği ve huzuru temsil eder, bulunduğu yerlere ferahlık verir. İnsan psikolojisi üzerinde rahatlatıcı bir etkiye sahip olduğu bilinen mavinin evin bazı bölümlerinde, özellikle banyoda ve yatak odasında kullanılması önerilir. Açık mavi, boşlukta parlak bir etkiye neden olurken, koyu mavi ve lacivert gibi tonlar çevreyi karartarak kasvetli olabilir. Bu nedenle, dekorasyonda mavi kullanırken tonlara çok dikkat etmek gerekir.

3- Yeşil
Yeşil, doğanın rengini, baharı, ağaçları, çiçekleri, kısacası doğa sevgisini, doğanın pozitif enerjisini ifade eder. Yeşil renkte mobilyaların olduğu oturma odasında kendinizi daha özgür ve güvende hissedebilirsiniz. Havanın kapalı olduğu günlerde bile, yeşil renk ile enerji kaybetmezsiniz. Uzun zaman geçirdiğiniz yatak odası, oturma odası, çocuk odası gibi yerlerde yeşili seçebilirsiniz.

4- Kırmızı
Kırmızı, dekorasyonda kullanıldığında çok dikkat edilmesi gereken bir renktir, çünkü uyarıcı bir etkiye sahiptir. Yatak odasında ve yaşam alanlarında tamamen kırmızıya dönmek yerine aksesuar olarak kullanmak daha uygundur. Kırmızı mumlar, biblolar, küçük bir kırmızı halı yerin enerjisini ortaya çıkarır. Mutfak aksesuarlarında iştahı olduğu bilinen kırmızıyı seçmek de mümkündür.

5- Sarı
Güneşin rengi sarıdır, neşe, mutluluk veren, yazmayı anımsatan bir renktir. Yüksek enerjili bir renk olduğundan, kırmızı gibi dikkatli kullanılmalıdır. Evde dikkat çekmek için tasarlanmış bölümlerde tamamlayıcı bir renk olarak kullanılabilir. Eviniz az güneş alırsa, bulunduğu bölgeye parlaklık veren sarı renk doğru seçim olacaktır.

6- Siyah
Asalet ve haysiyetin sembolü olarak düşünebileceğimiz siyah, içinde bulunduğu çevreye zarafet ve lüks katıyor. Siyah renk, çevreye şık bir görüntü katar, ayrıca kullanıldığı yere bağlı olarak karanlık ve kasvetli olabilir. Bu yüzden doğru kullanılması gerekiyor. Dekorasyonda siyahı yoğun bir şekilde kullanmayı planlıyorsanız, kesinlikle zıt renklerle dengelemelisiniz. Bu bağlamda beyaz yardımınıza koşacaktır. Beyaz için ‘çok açık bir renk’ düşünceniz varsa, bej, kum rengi gibi alternatifleri de düşünebilirsiniz. Çevreye hareket katmak ve bazı parçalara dikkat çekmek istiyorsanız, kırmızı ve turuncu gibi renkler de siyahla çok uyumlu olacaktır.

Tavsiye Yazı: Badana Nedir?

Kargir Yapı Nedir

Kagir Yapı Nedir?

Kagir Yapı Nedir? Kagir Yapı Örnekleri

Yapı türleri hakkında araştırma yapanlar kagir terimi ile mutlaka karşılaşmışlardır. Özellikle eski evlerin tapu kayıtları incelenirse bu evlerin çoğunun kagir ev olduğu görülür. Biz de bu yazımızda kagir yapı nedir ve kagir yapı çeşitleri nelerdir sorularına elimizden geldiğince cevap vermeye çalışacağız.

Kagir Yapı Nedir?
Halk arasında kargir olarak da bilinen kagir kelimesi dilimize Farsça’ dan geçmiştir. Kagirin sözcük kökenine bakıldığında tuğla ve taştan yapılmış olan anlamına geldiği görülür. Aslında sözcük anlamı, bir nevi kagir yapı ne demek sorusunun da cevabıdır.

Kolon bulundurmayan, taşıyıcı eleman olarak beton, tuğla veya taş duvarların kullanıldığı yapılara kagir yapı denir. Yapıya gelen bütün yükleri bu duvarlar taşır. Kagir yapılara şehirlerden ziyade köylerde daha çok rastlanır. Kagir sistem, eski bir sistem olduğu için yeni yapılarda çok fazla tercih edilmez. Fakat özellikle ekonomik olduğundan dolayı günümüzde hala köylerde kagir evlere rastlanmaktadır.

Kargir Yapı Nedir

Kargir Yapı Nedir

Kagir Yapı Çeşitleri
Kagir yapılar malzeme çeşitlerine göre tam kagir ve yarım kagir olmak üzere ikiye ayrılır. Taşıyıcı sistemine göre ise yığma kagir adı altında çeşitli gruplandırmaları mevcuttur.

  • Tam Kagir Yapı: Taşıyıcı duvarları tuğla veya taştan yapılan, döşemeleri ise betonarmeden meydana gelmiş kagir yapılardır.
  • Yarım Kagir Yapı: Ahşap malzemeler ile imal edilmiş kagir yapılara yarım kagir yapı denir.
  • Yığma Kagir Yapı: Yapıda kullanılan taş duvarların, hem taşıyıcı hem de bölücü duvar olarak kullanıldığı yapılara yığma kagir yapı adı verilir.

Kagir Yapı Örnekleri
Ülkemizde birçok kagir yapı vardır. Özellikle tarihi yapılara bakılırsa çoğunun kagir olduğu görülür.

  • Beyazıt Hamamı – İstanbul
  • İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası
  • Sultan Abdülaziz Av Köşkü – Kocaeli
  • Edirne Muradiye Cami
  • İstanbul Vefa Lisesi
  • Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi
  • Kabataş Erkek Lisesi

Türkiye’de bulunan bazı kagir yapılardır. Bu listede yer verdiğim yapıların ortak özelliği her birinin tarihi yapı olmasıdır.

Kagir Yapılar Sağlam mıdır?

Günümüzde kullanılan karkas yapılar, kagir yapılara göre daha sağlamdır. Kagir yapılarda taşıyıcı elemanlar duvarlardır. Duvarda oluşan her çatlak kagir yapı için büyük bir risktir. Bir kagir yapının sağlamlığını etkileyen en önemli faktör ise temelinde kullanılan taşlardır. Temeldeki taşlar ne kadar dayanıklıysa kagir yapı da o kadar dayanıklı olur.

Kagir yapılar özellikle depreme karşı oldukça dayanıksızdır. Taş duvarlar yapının üzerine gelen yükleri karşılayabilir fakat yanal kuvvetleri ve deprem kuvvetlerini karşılayamaz. Bu yüzden deprem bölgelerinde kagir yapılar tercih edilmemelidir.

Günümüze kadar varlığını sürdürmüş tarihi yapılar incelenirse; bu yapılarda güçlendirme, bakım ve onarım çalışmaları yapıldığı görülür. Bunun sebebi kagir yapıların zamanla bozulmasıdır. Kagir yapıların kullanım ömrünü artırmak için bakım, onarım ve güçlendirme çalışmalarına önem verilmelidir.

Tavsiye Yazı: Şantiyede Betona Su Eklemek